Erzurumda Ne Yenir

Herle Aşı: Bir miktar un tereyağında iyice kavrulur, üzerine bir miktar su konur ve devamlı karıştırılır. 15–20 dakika kaynatılır ve sıcak sıcak içilir. Bu çorba bilhassa kış aylarında yapılır. Hastalara herle çorbası içirilerek terletilir ve şifaya kavuşmaları sağlanır.

Su Böreği : Anadolu'nun muhtelif yerlerinde pişirilen bu böreği Erzurum'da yufkası ince ve kalınlığı az olarak yapılır. İçerisine Civil Peynir ve Maydanoz konulur. İnce ve özenli bir şekilde açılmış yufkalar önce kaynar suda haşlanır daha sonra soğuk su ile yıkanarak tepsiye serilir ve her yufkanın arasına erimiş tereyağı serpilir.

Tatar Böreği: Hamur iyice yoğrulduktan sonra yufka açılır. Yufkalar börek yufkası gibi değil biraz kalındır. Açılan yufkalar parçalara bölünür. Bu parçalar üçgen şeklinde küçük küçük parçalara ayrılır. Kaynayan suya atılır, haşlanır. Suyu süzüldükten sonra tepsiye alınır, üzerine bol sarımsaklı yoğurt ve kızgın tereyağı dökülür. Bunun üzerine zevke göre, ya kavrulmuş kıyma veya küçük küçük doğranmış ve tereyağında pembeleşinceye kadar kavrulmuş soğan dökülür. sıcak olarak yenir.

Hıngel: Yurdumuzun her yöresinde mantı olarak bilinmekte ve yenilmektedir. Erzurum'da Hıngel (mantı) sulu ve susuz olarak iki şekilde pişirilmektedir.
A-Susuz Hıngel: Hamur iyice hasıllanır. Yufka şeklinde açılır, kesilir içine evvelce hazırlanmış kıyma konur. Yarım daire veya bohça şeklinde kapatılır. Kaynamakta olan suyun içine atılır ve haşlanır. Piştikten sonra suyu süzülür. Geniş bir tepsiye alınır. Üzerine sarımsaklı bol yoğurt ve kızdırılmış tereyağı dökülerek yenir.
B-Sulu Hıngel: Hazırlanışı aynen susuz hıngel gibidir. Haşlama suyu dökülmez, bol salça ve bir miktar tereyağı konur. Suyu ile birlikte tepsiye dökülür. Üzerine sarımsaklı yoğurt, kızdırılmış tereyağı ve salça dökülerek servis yapılır.

Ekşili Dolma : Üzüm yapraklarına karışımlı et sarılan bu dolmanın etine biraz Ekşi Pestil katılarak doldurulur. Ekşili Dolma, diğer dolmalara nazaran uzun ve büyükçe olduğundan İri Dolma diye de anılır.

Kesme Çorbası : Evde hazırlanan hamurdan hazırlanan yufkalar erişte biçiminde kesilir. Fındık büyüklüğünde hazırlanan köfte, mercimek, soğarıç ve tarkın karışımı ile pişirilir.

Ayran Aşı : Bazı yörelerde Yayla Çorbası denen bu çorbaya Erzurum'da Ayran aşı denilir. Yoğurt çırpılır ve su eklenerek ayran haline getirilir. Daha sonra denler haşlanır. Hazırlanan ayrana biraz un katılır. Ayran biraz haşlanan denelerle karıştırılarak orta ateşte olmak üzere ocağa konulur. Bu karışıma hazırlanan ufak köfteler eklenir ve karışım kaynamaya çıkıncaya kadar yavaş yavaş karıştırılır. Karışım Kaynamaya çıktıktan sonra bir müddet daha kaynatılır. Daha sonra tereyağı aşotu ve diğer istenen baharatların karışımından olşan anık karışıma katılır bundan sonra ayran aşımız hazır hele gelir...

Çiriş :İlkbaharda dağlarda yetişen yabani bir bitkidir. Yörede sebze yerine kullanılır. Genellikle ıspanakla yapılan yemekler gibi hazırlanır. Parça et veya kavurma etle pişirilebilir.

Çeç Pancarı : yörede Pancarın yeşil saplarına çeç adı verilir. buda sebze olarak kullanılır. Çiriş Gibi parça etle pişirilebilir.

Çortuti Pancarı : Bu yemek için gerek turşuya vurulmuş şalgam gerekse taze şalgam kullanılabilir. Şalgamlar erişte biçiminde ince ince kıyıldıktan sonra yağda kavrulur ve kavrulmuş kıyma ile pişirilir. Yalnız bu yemek salçasız hazırlanmalıdır.

Şalgam Dolması : Şalgam, yaprak halinde dilimlenir ve arasına etten hazırlanmış dolmalık karışım konarak pişirilir.

Çaşır : Çaşır, çiriş gibi dağlarda yetişen buruk bur tadı olan yabani bir bitkidir. Çaşır yenildiği gibi, patates haşlamasıyla karıştırılıp tereyağında kavrularak da yenir. Bunun dışında çaşır haşlanır, haşlanan çaşır un ve yumurtaya batırılarak yağda kızartılır, buna çaşır kızartması denir. Erzurumlu yılda en az bir defa çaşır yer. Şifalı olduğuna inanılır.

Borani: Patatesin her türlü yemeği yapılır. Boranide bunlardan biridir. Patates haşlanır, kabukları soyulur ve bir tepsiye doğranır. Üzerine bol sarımsaklı yoğurt ve kızdırılmış tereyağı dökülür, sıcak olarak yenir.

Yumurta Pilavı : Yumurta pilavının hamuru hazırlanırken içine yumurta katılır. hamur yoğrulduktan sonra erişte gibi kesilir, makarna gibi haşlanır ve üzerine tereyağı dökülerek yenilir.

Kadayıf Dolması : Kadayıfın içerisine dövülmüş ceviz içi konularak dolma gibi sarılır.Sonra yumurtaya batırılarak yağda kızartılır. Kızartılan kadayıf dolması önceden hazırlanmış şerbete atılır daha sonra şerbetten çıkarılarak yenir.

 

www.simliresim.com
BİZİM KÖŞE
 
DİKKAT EVDE KEDİ VAR

Uzun bir aradan sonra nihayet evime döndüm. Belki erkekler değil; ama
bayanlar dönüşlerin ardından evi düzene sokmak için neler yaşandığını
gayet iyi bilir. Dip bucak temizlik olayına girişilir, çamaşır yıkanır,
ütü yapılır, akşama da pestil gibi yatılır.

Benim de tüm bu işlemlerim bittiğinde gece yarısını geçiyordu. Bütün
gün havalansın diye açık bıraktığım pencereleri tek tek kapatıp uyku
pozisyonuna geçme halindeydim. Hem çalışma hem de misafir odası olarak
kullandığım odanın kapısını açıp da ışıkları yakınca yatağın üstüne gayet
güzelce kurulmuş üç tane kedi yavrusu gördüm. Anlık karşılaşma sonucunda
onlar da en az benim kadar korktu. Bir an ne yapacağımı şaşırdım.
Aslına bakarsanız birbirlerine sokulup bir topak halini almalarıyla o kadar
sevimli ve rahat görünüyorlardı ki hiç dokunmadan kapıyı tekrar
kapatmayı ve sabaha kadar onları huzur içinde bırakmayı; ertesi günde ne
yapacağıma karar vermeyi düşünmedim değil. Fakat yavrucuklar benden ve
birden yanan ışıktan o kadar ürkmüşlerdi ki fırlayıp odanın içinde tiz
miyavlamalar eşliğinde koşuşturmaya başladılar.

Bir tanesi kendi becerisiyle odaya girdiği yolu bulup tekrar pencereden
çıkmayı başardı. Öteki de çeşitli sağa sola çarpışlar ve zıplayışların
ardından yönünü kabataslak çıkarttı ve kardeşi gibi pencereden dışarı
salınarak odayı terk etti.

Ben ve kar tanesi beyazlığında olan panik atak kedi yavrusu, bir süre
daha odanın içinde köşe kapmaca oynayarak değişik bir arbede yaşadık.
Yavru pisi, bir türlü doğru yolu bulamadığı gibi kendine zarar da
veriyordu. Baktım bu iş böyle olmayacak yardım elimi uzatayım dedim.
Ensesinden tutmam gerektiğini bildiğim halde onu yakalamak o kadar zor oldu ki
ancak minik vücudunun alt kısmından tutup ona zarar vermeyecek bir
pozisyonla kaldırabildim. Ben tutarken sürekli tıslıyor ve çırpınıyordu; ama
güvende olduğuna emin olana kadar yere indirmekten sakındım.
Eve geri girdiğim an canımın acısı başladı. Sağ koluma bir baktım,
dirseğimden aşağısı savaştan çıkmış gibi. Tırmalanmadan delik deşik olmuş
ve kanıyor. Sanırsınız ki biri beni öldürmek için kovalarken
çalılıkların arasına düşmüşüm, can havliyle de oramı buramı parçalamışım. Kedi
kedi değil panter mübarek… Tipine baksanız kale almazsınız, zira el kadar
bir şey. Ön pati tırnaklarıyla avucumun içini kazırken arkalar da boş
durmamış ve kolumun bileğimden dirseğime kadar olan bölümünde kazı
çalışmalarına devam etmiş…

Hemen kolumu iyice köpürttüğüm bol sabunlu suyla yıkadım; ardından da
bir şişe kolonyayı, resmen saldırıya uğrayan, koluma boca ettim. Bu tarz
sağlık konularında olabildiğince pimpirikli olan ben, vakit uygun olsa
hastaneye gideceğim. Gecenin bir yarısı kedi besleyen bir dostumu ve de
ne kullanmam gerektiğini bilebileceğini düşündüğüm başka bir arkadaşımı
da arayıp yataktan fırlatarak gerekli talimatları aldım ve bir şekilde
uyumayı becerdim. Sabah da ilk işim bir eczaneye kendimi atmak oldu.
Bu konuda en az 10 yıllık birebir ve daha uzun yıllar da kendi ilgi
alanım olduğu için tecrübesi olan ben, beslemiyor hatta uzak duruyor olsak
bile hayvanlara nasıl davranmamız gerektiğini ve de istenmeyen
durumlarla karşılaşıldığında uygulamamız gereken ilk yardım kurallarını
öğrenmemiz gerektiğini bir kez daha fark ettim. İlk yardım sadece ev ve trafik
kazalarını, doğal afetleri içermiyor. Arı ve böcek sokmaları,
ısırılmalar, tırmalanmalar, zehirlenmeler ve hatta çiftelenmeler, gagalanmalar…
Tabii tüm bu riskler onların sevilmeyeceği anlamına asla gelmez.
Hayvanları sevmeyenin insanları da sevemeyeceğini düşünenlerdenim. Onları
beslemek; sevgisiyle yoğrulmak inanılmaz güzel. Sosyalleşme süreci ve ruh
sağlığı açısında da oldukça faydalı bence. Yaşanan bağı ve hayatınızı
ne kadar güzelleştirebileceklerini çok net biliyorum; çünkü iki tane
dünya tatlısı köpeğim var. Onlarla konuşmak, oynamak, dolaşmak, yüzmek…
yerine başka hiçbir şey koyamayacağım mutluluk ve huzur veriyor bana.
Fakat hayvan sevmek de beslemek de bilgi gerektiriyor. Sorumluluğu çok
ağır olan ve hayatınızda pek çok değişiklik, aynı zamanda da fedakârlık
yapmanız gereken durumlar sıkça ortaya çıkıyor. Sabır ve hoşgörünün
zirveye vurduğu bir bağ oluşuyor aranızda. Ama size duydukları karşılıksız
sevgi tüm bunları ört bas etmeye değiyor.

Bir bebeğe bakmak, bir çocuğu eğitmek ve sağlıklı bir şekilde büyütmek
kadar meşakkatli bir durum aslına bakarsanız hayvan sahibi olmak.
Üstelik çocuklar zaman içinde büyüyüp kendi başlarının çaresine bakar konuma
gelebiliyorlar. Onun için sürekli iç içe olduğumuz hayvanlarla ilgili
durumlarda da, en azından kendi başımıza yapabileceklerimiz kadarıyla,
ilk yardımı öğrenmekte fayda var. Hem kendiniz, hem de aynı havayı
soluduğumuz hayvan dostlarımız için
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol